kapat
MENÜ
Ürün sepete eklendi
Hz. Fatıma-i Zehrâ

Hz. Fatıma-i Zehrâ

Yayınevi
Stok Durumu
Stokta Var
ISBN
978-975-7161-17-2
Kağıt Türü
1. Hamur
Cilt Türü
Karton Kapak
Sayfa Sayısı
215
Hz. Fatıma-i Zehrâ

Mustafa Necati Bursalı, Kâinatın Efendisi’nin Mübarek kızları ve cennet kadınlarının hanımefendisi Hz. Fatıma’nın hayatını anlatırken sürükleyici ve büyüleyici bir dil kullanıyor.

                Bu kitap, dünya ve cennet kadınlarının en üstününe ait Fâtıma-i Zehrâ (Radıyallahü Anha)’nın hayatından pırıltılar sunmaktadır. O Fâtıma ki, cennet ufkundan cihan toprağına düşen bir inciydi. O Fâtıma ki, Allah Resûlünün gözünün nuru ve sevinciydi. O Fâtıma ki, Nebiler Nebisinin mübârek vücudundan bir parçaydı. O Fâtıma ki, Hazret-i Hatice-i Kübrâ’nın gülzârından yetişmiş solmaz bir çiçekti.

                Ben bu aczimle Onun için ne söyleyebilirim ki? O, âlemlere rahmet olan Peygamberin, öpüp kokladığı solmaz bir çiçekti…

                Cihan günleri onun yüzü gibi parlak bir yüz görmedi, Müslümanlık tarlasında Onun gibi bir çiçek boy vermedi…

                O, o kadar ince bir gönüle derin bir hisse sahipti ki, bir muhtaç karşısında içi yanmış, yüreği sızlamış, çarşafını sattırarak o muhtaç adamın ihtiyacını gidermiştir. Oruçlu olduğu halde iftar etmemiş, sofrasındaki bir lokma ekmeği de kapısına gelen fakire ikram etmiştir. Hem de bu işi peşpeşe üç gün yapmış, üç gün boyunca sadece su ile orucunu açmıştır. İnsanlık böyle bir inciyi hangi denizde bulabilir ki?

Ürün hakkında henüz yorum yapılmamıştır.. Sadece ürünü satın alanlar yorum yapabilir..

Tüm Siparişleriniz 1-3 Gün İçinde Kargoya Verecektir.

Ürünle İlgili Bilgi Almak ve Soru Sormak için +90 532 600 87 36 Whatsapp Hattımızdan Hızlı Bir Şekilde İletişime Geçebilirsiniz.

Cayma Hakkı Kullanımı ve İade Şartları, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği Hükümlerine Bağlıdır.

Mustafa Necati BURSALI
Mustafa Necati BURSALI
1941 yılında Alaca, Kavak, Samsun'da doğmuştur. Küçük yaşta öksüz kalan yazar, ilkokulu ve hafızlığını aynı köyde bitirmiştir. Merzifon ve İstanbul'da Kuran-ı Kerim hıfzı çalışmış, İstanbul'da ilk dinlediği üstat Abdurrahman Gürses olmuştur. İmamlıkla birlikte yazı hayatı da başlamıştır.